|
Annelere tavsiyeler
Yazan: Banu Conker, Hayata Dair Kadınlar Kulübü
Duygularınızı
ifade edin
|
|
Çocuğunuzu
dinleyin
|
|
Çocuğunuzun
oyunlarını izleyin
|
|
Çocuğunuzun
sınırlarına saygı gösterin
|
|
Kendinizi
çocuğunuzun yerine koyun
|
|
Kendinizi
çocuğunuzun yerine koyun
|
Ben tavsiye vermeyi pek sevmem, almayı da pek
sevmem. Tavsiye veren kişi bana çok ‘ben’ci gelir. ‘Ben böyle yaptım,
ben şöyle yaptım’ derken, ben de içimden ‘tamam, ama sen sensin, ben
de benim’ derim. Dinler gibi yapar, sadece duyar, sonra kendi düşüncemin
peşinden giderim.
Ama hayat insanı törpüler ya, ben de törpülendim tabii ki, bu konudaki
törpülenmem anne olmamdan sonrasına rastlıyor. Çocuğumu tanımak için
kulaklarımı, gözlerimi dört değil, sekiz açtım. Her annenin söylediğini,
çocuklarıyla ilgili anılarını dinledim ve gerektiğinde kullanmak üzere
beynime kaydettim. Benim bir tane çocuğum var, ama dünyada milyarlarca
insan, bir o kadar da karakter var, her karakter kendi içinde biricik
ve kendine özel. Benim çocuğum da kendine özel, ama tarih tekerrürden
ibarettir diye başkalarının yaptığı hataları da tekrarlamaya gerek yok,
değil mi? Ben de o yüzden herkesi dinleyerek yanlışların içindeki doğruları
bulmayı seçtim. Dualite evreninde yaşıyoruz, bir şeyin yanlışı varsa
doğrusu da var. Duyduğum beni rahatsız ediyorsa, beni ne rahatsız etmezdi
ya da ne olursa rahat ederdim diye soruyorum kendime ve cevap geliyor.
Şimdi eğer kabul ederseniz sizinle bazı deneyimlerimi paylaşmak istiyorum,
belki siz de kullanmak istersiniz. Deneyim denildiği gibi yenilmiş kazıkların
bileşkesiyse, aslında bu kadar kazık yiyecek kadar zamanımız da yok,
hayatı kolay yaşamak iyi gelecek.
1.) Duygularınızı ifade edin: Günümüzde çalışan annenin eve geldiğinde
yorgun oluşu, çalan telefonlar, yapılması gereken yemekler, televizyon,
bilgisayar… Hayatımızda o kadar çok uyarıcı, sinirlendirici, ayırıcı
etken var ki sakinleşmek zaman alıyor. Eğer çocuğunuz dört yaşından
büyükse, iş yerinde sinirlendiyseniz ve sinirinizi eve kadar atamayacağınızı
düşünüyorsanız, onu önceden arayıp, ‘bugün işyerinde sinirlendim, bunun
seninle ilgisi yok, eve geldiğimde de biraz sinirli olabilirim, senden
anlayış bekliyorum’ deyin. İnanın, çocuğunuz sizinle işbirliği yapacak.
Böyle yaptığınızda çocuğunuza duyguların var olduğunu, bu duyguları
söylemenin ve ifade etmenin normal olduğunu öğretmiş olursunuz. Ayrıca
kızgınlığınızın ondan kaynaklanmadığını bilmek çocuğu gereksiz suçluluk
duygusundan kurtaracaktır. Bildiğiniz gibi küçük çocuklar aile çevresindeki
her sorundan kendilerini sorumlu tutarlar. Anne ve babası ayrılmış çocukların,
‘onlar daha iyi bir çocuk olsalardı anne ve babaları ayrılmazdı’ gibi
bir düşünce kalıbına sahip oldukları biliniyor. Ve tam eve girmeden
önce derin bir nefes alıp verirken bütün sıkıntınızı kapıda bıraktığınızı,
kapının arkasında bir hazine olduğunu ve bunu hak ettiğinizi düşünmek
de sakinleşmek için anlık bir çözüm olabilir, bunu bir ritüel haline
getirmek hayatı daha zevkli kılabilir, ne dersiniz?
2.) Çocuğunuzu dinleyin: Çocuklar dikkate alınmak ister. Dikkat çekmek
için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Buna yaramazlık, ses çıkartmak,
gürültü yapmak, hasta olmak da dahildir. Türkiye’deki genel çocuk yetiştirme
kuralı, çocuğun hiçbir şeyden haberi olmadığını ve hiçbir şey bilmediğini
düşünmektir; ama bu çok büyük bir yanılgıdır, çünkü çocukların algıları
ve büyüklerin artık kapattıkları hisleri, sezgileri açıktır. En ufak
bir hareketten onları dinleyip dinlemediğinizi anlarlar. Siz de çocuğunuzun
sizin söylediklerinizi dinlemesini – davranış olarak ve konuşurken –
istiyorsanız, onlara dikkatinizi vermek ve saygı duymak zorundasınız.
Ne ekerseniz onu biçersiniz. Buğday ektiğinizde nasıl arpa biçmiyorsanız,
çocuğunuzu dinlemediğinizde onun da ileride sizi dinlemesini beklemeyin.
3.) Çocuğunuzun oyunlarını izleyin: Çocuğunuz sizin aynanız. Nasıl banyonuzda
fiziksel güzelliğiniz için aynaya bakıp saçınızı tarıyorsunuz, ruhsal
ve zihinsel güzelliğiniz için de çocuğunuza bakın. Ben çocuğuma küçükken
hiç emir vermedim desem yeridir. ‘Bana şunu getir, onu kaldır’ demek
yerine ‘şunu getirirsen sevinirim’ gibi ifadeleri tercih ettim hep.
Ve bir gün ne oldu dersiniz? Kızım bana dönüp, ‘anne bana şunu verirsen
sevinirim’ dedi. Yaşadığım şoku anlatamam, çünkü hiç beklemiyordum.
İşte o gün, size anlattıklarımı anladığım gün oldu.
4.) Çocuğunuzun sınırlarına saygı gösterin: Şimdi sadece kendinizi düşünün
lütfen. Sizinle tanışıyoruz. Ben evinize geliyorum, size haber vermeden
yatak odanıza giriyorum, beni görüyorsunuz. Hafif bir şaşkınlık içindesiniz,
ne olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz. Sonra dolaplarınızı karıştırmaya
başlıyorum ve beğendiğim bir tişörtü giyiyorum ve o tişört sizin de
en sevdiğiniz tişört. Şimdi bedeninizi ufaltın, kendinize bir yaş seçin,
mümkünse çocuğunuzun yaşı olsun. Evde misafirler var, misafirlerin de
çocukları var, sizinle yaşıt. Oyun kuruyorsunuz, ama en sevdiğiniz oyuncağı
paylaşmak istemiyorsunuz. Misafir çocuklardan biri ağlıyor ve o oyuncağı
istiyor. Siz vermemekte direndikçe daha çok ağlıyor ve anneleriniz olaya
el koyuyor. Anneniz geliyor, ‘aman zaten o gidince sen oynayacaksın!’
diyerek elinizden oyuncağı alıp diğer çocuğa veriyor. Ne hissedersiniz?
‘Aman canım, normal bir şey bu’ diyorsanız, kendinizi ve annenizin eğitimini
bir daha sorgulayın derim. Ben sınır ihlalinden dolayı acı hissederim,
değersizlik hissederim, yok sayıldığımı hissederim. Çocuğum benim en
değerlim olduğuna göre bunları ona nasıl yaşatabilirim ki? Verdiğim
örnek tabii ki zor bir durum, oyuncağı paylaşmak istememek normal bir
şey, karşıdaki çocuğun istemesi de normal bir şey, oyuncağı vermezseniz
diğer annenin sinirlenmesi de –o da sınırlardan ve ihlallerinden habersizse
– normal bir şey. Bu durumları yaşamamak için kızım küçükken, eve misafir
çocuklar gelmeden önce ona durumu anlatırdım. Paylaşmak istemediği bir
oyuncağı varsa kaldırmamızı, sonra çıkarmamızı, eğer kesinlikle odada
kalmasını istiyorsa da paylaşmak zorunda kalabileceğini anlatırdım.
Ya kaldırırdık, ya kaldırmazdık, ama sınır ihlalini de yaşamazdık. Bunun
gibi çocuğunuzun sınırlarını bilin, neye hassas olduğunu fark edin ve
kendi çözümünüzü yaratın. Hayat böyle daha kolay.
5.) Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun: Bazı anneler beni gerer. Kendine
gösterdiği anlayışı çocuklarına gösteremeyen anneleri hiç anlamıyorum.
Konu yine misafirlik, ev gezmeleri olsun. Oturmaya gidilir, çocuklar
birbirine ısınana kadar zaten bir süre geçer, sonra oyun kurulur, çocuklar
birbirlerini test ederler ve ses çıkarmadan oynamaya başlarlar. Kısa
bir süre sonra anne, haydi gidiyoruz, der ve çocuğu oyundan alır. Ama
aynı anne ayakkabılar giyildikten sonra diğer çocuklar hala içeride
oyun oynarken, ev sahibi ile hiç bitmeyen ve uzadıkça uzayan kapı önü
sohbeti yapar. Aynı şey oyun parklarında oynayan çocuklar için de geçerlidir.
Ne tatlı gelir orada oynamak çocuğa ve bir anda koparılır, çekiştirilir.
Benim bulduğum çözüm şu olmuştu: Kalkmaya yakın kızımın yanına gidip
birazdan kalkacağımızı, yavaş yavaş oyunu bitirmelerini söylüyordum.
Sonra gidip biraz daha oturuyordum, sonra bir daha ve sonra bir daha…En
son ‘haydi kızım, gidiyoruz’ dediğimde kızımın yanına gitmeme bile gerek
kalmıyordu. Oyun parklarında da bunu uygulamak çok kolay. Salıncağa
mı bindirdiniz? ‘Şimdi 20’ye kadar sayıyorum, 20 dediğimde ineceksin’
dediğinizde ve tabii ki yavaş yavaş saydığınızda, 20’ye yaklaşırken
az kaldı, biraz sonra iniyorsun gibi hatırlatmalar yaptığınızda çocuğunuzun
sizi hiç üzmeyeceğine garanti verebilirim, ama bunu şimdiye kadar hiç
yapmadıysanız önce alışmasını ve size güvenmesini bekleyin.
Ergenlik dendiği zaman aklınıza sıkıntılı zamanlar, korkulu anlar geliyorsa
bu tarz yöntemlerle ergenliği çoooook rahat geçirebilirsiniz, bu da
garanti. J Aklıma geldikçe deneyimlerimi sizinle paylaşmaya devam edeceğim.
Umarım yararlı olur. Siz ne düşünüyorsunuz?
Yazan: Banu Conker
http://bitutamtuz.com/
Editör: Belgin Invictus
Mail: belgininvictus1968[at]gmail.com
Copyright: Her
hakkı saklıdır
Annelere tavsiyeler by
Hayata Dair .org is licensed under a
Creative Commons Attribution-Gayriticari-NoDerivs 3.0 Unported License.
Linkteki çalışma baz alınarak yapılmıştır
http://grafiksaati.org/deneme/26.html.
Bu lisansın kapsamı dışındaki izinler
http://kadinlarklubu.Hayata Dair .org adresinde mevcut olabilir.
|