Moda ve yaşam: Stiller bazen,
insanların kişiliğini ortaya koyar.. Araştırma, makale
Figen Füsun Pehlivan, GrafikSaati Kültür Sanat Dergisi
2006 -
Makale
Biyolojik ve psikolojik yapımız gibi
dış görünüşümüz de, iç dünyamıza yönelik işaretler verir.
İlgi alanlarımızı
belirleyen, farkında olmadan davranışlarımızı etkileyen dış etkenler var ki biz
buna moda diyoruz.

Moda dendiğinde ilk akla gelen insanların kendilerine yakıştırdıklarını giyinip
sergilemeleri.
Bu yüzden ben insanları önce dış görünüşlerine göre
değerlendiriyorum.
Ancak elbette kast ettiğim giyim kuşamın fiyatı değil,
biçimi.

Peki insanların dış görünüşü neleri belli eder?
Dış görünüş; kişinin ilgi alanları hakkında bilgiler verir; Örneğin bir bakışta
bir insanın rock müzik mi yoksa klasik müzik mi dinlediğini anlayabilirsiniz...
Bazen basit bir bıyık alelade bir sakal kişinin siyasi düşüncelerini ortaya
koyabilir.
Fakirlik, zenginlik, entelektüellik, muhafazakarlık, zevksizlik, nezaket,
estetik vs. hep moda ve dış görünüşün ortaya koyabileceği gerçeklerdir.
Moda Meraklısı Kız Çocukları
Aslında modanın tadını en çok
çıkaran 4-7 yaş grubu kız çocuklarıdır.
Hiç unutmam bir gün evimize misafir
olarak 4 yaşlarında bir kız çocuğu gelmişti. Yanımda takılarımın bulunduğu
kutuyla ilgileniyordu, içlerinden bir kolyeyi aldı ve oynamaya başladı,
"istersen senin
olabilir" dediğimde de bana "istemem, evet
bu çok güzel bir kolye ama benim yaşıma göre değil, bana ağır gelir"
demişti. Bakın şu yumurcağa neler de bilirmiş :))
Peki ya erkekler... "Erkek adam modayla filan
ilgilenmez" deseler de gerçekte onlar da ilgilidir modayla.
Kimileri
kulaklarına küpe takar, bazısı sigara tabakası taşır, kimi de ilginç aksesuarlar
takar.

Peki biz kızlar, bir restorana girdiğimizde, kapıdan giren çıkan bütün şık
giyimli kadınları en ince ayrıntısına kadar incelemez miyiz?
"Hımmm güzel kadın, nasıl bu kadar güzel olmuş bu böyle,
ay ay ay ne kadar da zayıf, oooof ben 2 kilo daha aldım aha zayıf ama bak
saçları peruk. Ooooh canıma değsin benim saçlarım orijinal hem de çok havalı.
Hıh hem 1 gram et bir sürü ayıp örter" gibi sözler kadınlara hiç de
yabancı cümleler değildir sanırım.

Ne yalan söyleyeyim bende etkisinde kalmışımdır modanın.
Hala daha 1970'li
yılların modası geri gelecek diye bekleyenlerdenim.
Kalın topuklu ayakkabılar,
İspanyol paça pantolonlar, daracık gömlekler, Türkan Şoray'ın kirpiği, Emel
Sayın'ın elleri,Sophia Loren'in göğüsleri, Audry Hepbern'ün boynu, Marlon
Brando'nun yakışıklılığı...

Zaman zaman Marlon Brando tipi bir sevgili hiç fena olmazdı diye düşünürüm. Eh
tabii siparişle olsa kolaydı :))
Kitap dünyası ve moda
Başka neler var moda olan... Evet
kitaplar; en çok satanlar, en fazla basılanlar, en yeniler falan. Bana
sorarsanız kitapların moda olması çok saçma. Zira ben henüz okumadığım bütün
kitapların (yazım tarihine bakmaksızın) yeni olduğunu düşünenlerdenim. Yani
kısaca, her bir şeyi anlarım da kitapların moda olmasını bir türlü anlamam.
"Herkes aynı kitabı okuyup, en çok satan kitapları daha
çok sattırınca bir halt mı oluyor sanki" diye düşünürüm...

O anki durum ve ihtiyacımıza göre bize hitap edebilecek yığınla güzel kitap
varken neden herkesin okuduğunu tercih etmek zorunda hissettiğimizi bir türlü
anlayamam.
Siyaset ve Moda
Yıllar evvel Şişli Belediye
başkanlığına Fatma Girik tekrar aday olmuştu. Bu hikayemi kendisinden özür
dileyerek yazıyorum, çünkü o hala güzel, güzel olduğu kadar da gerçek bir insan.
Neyse arkadaşıma "sen kime vereceksin oyunu"
diye sorduğumda "Fatma Girik iyi ama, Gülay Atığ daha
genç ve güzel, bu sefer ona vereceğim" dedi.
"Oy verme kriterine bakar mısınız :))"

Yani güzel diye yakışıklı diye oy veren de var, herkes ona veriyor haydi ben de
ona vereyim diye oy veren de var. Kısaca daha bir sürü işlevinden uzak
etkilenmelerle oy kullanabiliyoruz. Yani politikada da moda olabiliyor.
Moda ve Müzik
Peki ya müzik ve dans... Bir
zamanlar lambada modaydı,bir ara mezdeke...

Bir de toplum içinde dans ederken utanma eğiliminde olanlarımız vardır. Örneğin
birçok kadının düğünlerde içleri gitse de oynayamadığını, ama evde kaseti teybe
takıp bir güzel döktürdüğünü bilirim.

Lisedeyken en çok dinlediğimiz müzikler pop müzikti tabi.Bugün geçmişe dönüp
söyle bir bakıyorum da, o müziklerin bir çoğunun bugün bile hala dinlendiğini
görüyorum. Onların çoğu kalıcı oldu ama moda diye tabir ettiklerimiz şarkılar
silindi gitti.
Televizyon dünyası ve moda...
Bülent Ersoy hanımın,
"fevkaladenin fevkindesi", Şahika hanımın
"ben seni sosyetemle,karizmamla,paramla döverim bebeğim"
sözleri, Gaffur'un çizgili pijaması, "beni beğenmiyor
musun?" deyişi, ya da "yıkılıyo", "dermişim"
lafları, günlük hayatımızda nasıl da yer ediyor değil mi?

Böylece, TV'den işittiğimiz bu sözlerle Türkçemiz de modadan etkilenmiş
oluyor...
Hiç unutmuyorum, F tipinde yatan mahkum bir arkadaşım benden giysi istermiş ve
haki yeşili,toprak rengi giysileri tercih etmemi rica etmişti.
"F-tipinde onu kim görecek ki" diyebilirsiniz
ama o tabi ki böyle düşünmüyordu ve çok haklıydı. Çünkü onun da bir zevki vardı
ve bu renkler onun zevklerini yansıtıyordu... Ellerinden birçok özgürlüğü alınan
mahkumlara, bir de fazladan tek tip elbise giydirilmesine şiddetle karşı
olduğumu da söyleyeyim yeri gelmişken...
Türban Şıklığı
Bazı politikacı eşleri görüyoruz
türban şıklığı adı altında şıklıkları tartışılır giysiler giyiyor ya da
giydiriliyorlar. Ama bence giydirenlerin modacılık deneyimlerine fazla
güvenmeseler iyi olur. Dümdüz bir takım elbisenin üstünde kocaman yakaya takılan
zevksiz çiçekler. Ülkemin vitrini tabiri caizse manavdan alınan meyve süsleriyle
renklendirilmiş gibi.

Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim; belki de yakında kuaförler saç yapmayacak,
başörtüsü bağlayıp, türban altından topuz yapacak. En şık türban nasıl bağlanır
kursları açılacak, evlilik yıldönümü gibi özel günlerde türbanı açar açmaz
dağılan saçlar tasarlanacak.

Tayt, süper kalın çoraplar, mini etek, mont ve üstüne türban takılan gayet şık
giyimler yaygınlaşacak. Kısaca türban şıklığı modaya damgasını vuracak gibi
görünüyor...
Makyaj ve Estetik
Her kadının biraz sağduyusuna
güvenmesi gerekir diye düşünüyorum. Hiç resim yapamayan bir çok kadın kendine ne
güzel makyaj yapıyor, giysilerde de renk uyumunu ne kadar başarılı yakalıyor.
Kadın giyiminde erkek baskısı
Hadi oldu olacak karı-koca arasına
da girelim biraz... Bazı kocalar gereksiz yere eşlerine karışmayı çok severler.
Adam karısına sarışın olacaksın der kadın sarışın olur, kadın yeni bir giysi
alır, adam çok dikkat çekmişsin der, kadın hemencecik 15 yıllık kıyafetlerine
döner.

Kadın söz dinledikçe erkek tepesine biner, istedikçe ister, söyledikçe söyler...
Adam başını kapatacaksın der kadın kapatır, açacaksın der kadın açar. Kafanız
karıştı değil mi? Doğrusu ya, benim de karıştı. Ah şu erkekler kadınları bir
türlü rahat bırakmazlar.

Erkek okurlarım alınmasın ama şu erkek milletine bu rahatlığı, bu kendini
bilmezliği, "ben böyle uygun gördüm yap" aymazlığını uygulayabilme sansını
tanıyan da biz kadınlarız aslında. Biz kadınlar değil miyiz, sevgilisine ya da
kocasına göre fikir değiştiren, partneri solcuysa solcu, sağcıysa sağcı olan.

Ah şu erkekler, onlar da az değil. Akıllı kadın istemez bazen de sarışın
severler. Meğerse aptal olan kadın değilmiş,sarışınlar aptallaştırıyormuş,
dikkat. Hiç unutmam, eski bir amirim yeni birini işe alacağı zaman yaşı küçük,
tecrübesiz elemanlar almayı tercih ederdi; asgari ücretle çalıştırayım, her şeyi
ben öğreteyim derdi. Erkeklerin kadınlara yaklaşımı da işte tam o hesap.
Değişmeyen Favorilerim; Klasikler,
Müzik ve Kırmızı Şarap...
Ah? Klasikler beni hiç yanılmadı
oysa ki... Ne kitaplar, ne müzikler, ne de yemekler... Kırmızı şarap favorim
işte bu yüzden...

Figen Füsun Pehlivan
Grafik Saati Kültür Sanat Dergisi Moda ve Magazin
|